“Bugün susma günü değil, birlik olma günüdür”


29 Ekim Kadınları Derneği tarafından 5 Şubat 2025 Çarşamba günü Eskişehir Taşbaşı Kültür Merkezi’nde Laiklik ilkesinin Anayasa’ya girişinin yıldönümünde yapılan panelde konuşan Eğitim İş Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan şu ifadeleri kullandı;“Bugün bizim için önemli bir gün çünkü burada çok değerli katılımcılar var. AKP iktidarının baskıyı her geçen gün artırdığı bu dönemde, biz cumhuriyetçilere düşen görev daha da büyüyor. Özellikle biz öğretmenler olarak öğretmenler odasında sıkça dile getirdiğimiz bir şey var. Bugün susma günü değil, birlik olma günüdür! Bu baskıya, gericiliğe ve eğitim sistemindeki çağ dışı uygulamalara karşı hep birlikte “hayır” diyelim! Çünkü Cumhuriyet değerleri yerle bir edilirken, bir öğretmen olarak susma lüksüne sahip değiliz. Bu yüzden bugün burada olan herkese yürekten teşekkür ediyorum. İyi ki varız! Bundan sonra da çok büyük adımlar atacağız ve hep birlikte ülkemizi aydınlık yarınlara kavuşturacağız. Her zaman Cumhuriyet kazanacak.
Yaşasın Cumhuriyet!
Panele konuşmacı olarak katılan Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay şu ifadeleri kullandı;
“Yaşadığımızı biliyorsuz. Milli Eğitim Bakanı göreve geldi ve “Öğretmenlere önlük dağıtacağız” dedi. Bana sordular, ben de dedim ki: “Bu önlüğü özellikle kadın öğretmenler için mi dağıtacaklar” Örnek önlük tasarlandı. Sadece etek boyunun kısa olmasını düzeltin dediler.16 Eylül 1921’de ne oldu? Kadın öğretmenler Atatürk’ün de katıldı bir programa katıldı. Ön sıralara oturduklarında birileri itiraz etti. İşte o zaman, çok net bir şekilde, karma eğitimin mesajı verildi. Atatürk yumruğunu masaya vurarak:“Sen kendinden mi şüphe ediyorsun, yoksa buradaki kadın arkadaşların iffetine dair bir şey mi ima ediyorsun?” diye sordu ve itiraz edenlere haddini bildirdi. Bugün Eskişehir’de İl Milli Eğitim Müdürü böyle bir şeye cüret ettiyse, Atatürkçüler ve cumhuriyetçiler ona aynı bu şekilde haddini bildirmelidir. Sen kadın öğretmenlerin çalışma yaşamıyla ilgili koşullara karışamazsın. Karma eğitimi tartışmaya açtılar, değil mi. 6-7 yaşındaki kız ve erkek çocuğunun yan yana oturmasından rahatsız olabilecek, aklına başka şeyler getirebilecek bir zihniyet nasıl bir zihniyettir? Burada bir sakatlık var. 7 yaşındaki kız ve erkek çocuğunun yan yana oturmasından rahatsız olan bir zihniyet! Yani, bugün geldiğimiz noktada 3 Mart’ın üzerinden 100 yıl geçmiş, ancak bizi 100 yıl geriye götüren bir anlayışla karşı karşıyayız.”